DÜNYACA ÜNLÜ AKROBASİ PİLOTUMUZ ALİ İSMET ÖZTÜRK İLE
AKROBASİ UÇUŞU
Geçtiğimiz Osmangazi Üniversitesi Hezarfen Havacılık Kulübü'nün düzenlediği ' Havacılık Günleri ' etkinliğine İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi öğrencilerii olarak katılma fırsatı bulmuştuk. Etkinliklerde yapılan çekilişler sonucu 3 şanslı kişiden biri olarak Dünyaca Ünlü akrobasi pilotumuz Ali İsmet Öztürk ile uçma şansını kazandım. Aylar sonra uçuş vakti geldiğinde ilkten tedirgin olmuştum. Fakat beni havacılık tutkum cesaretlendirdi. Bunun üzerine İstanbul'dan Eskişehir Sivrihisar Sportif Havacılık Merkezi'ne Hezarfen Havacılık Kulübü'nün de katkılarıyla gittik.
Sivrihisar Sportif Havacılık Merkezi oldukça büyük bir merkez ve oldukça güzel uçaklar mevcut.
Sportif havacılık merkezine adım atar atmaz her kim olursa olsun havacılığı derinden hissedeceğine eminim.
Gelelim en güzel kısma, Akrobasi uçuşu !
Ali İsmet Öztürk ile akrobasi uçuşu yapacak olan ben dahil 3 arkadaş ve diğer kulüp üyesi arkadaşlarla birlikte uçuştan önce Ali Bey ile akrobasi uçuşuna ve tecrübelerine dair güzel bir sohbet yaptık. Özellikle uçuş yapacak arkadaşlara uçuş süresi boyunca fiziksel olarak kendimizi nasıl kontrol etmemiz gerektiğini ve nasıl düşünmemiz gerektiğini detaylıca dinledik. Burada öğrendiğim çok değişik bir bilgi de G kuvveti hakkında oldu. Normal de hiç akrobasi uçuş yapmayan bir insan maksimum 4G kuvvetine kadar çıkması sağlık açısından uygun bulunuyormuş. Hatta çok kaslı fiziğe sahip olan birinin bu tür uçuşları gerçekleştirmesi oldukça tehlikeliymiş zira kas oranı arttıkça damarlanma artacağından dolayı kalp damarları beslemek için ekstra bir çaba sarfederek aşırı yorulurmuş bu da oldukça tehlikeli olabiliyor. Yani akrobasi uçuş kas , kuvvet işi değilmiş mesele uçuşu sağlıklı bir şekilde kontrol edebilmek! Kendi açımdan öğrendiğim güzel şeylerden biri de akrobasi uçuşunda kadınlar erkeklerden daha fazla G kuvvetine dayanabildiği oldu. Çünkü kadınların kalp ile beyin arasındaki mesefe daha kısa olduğu için kan dolaşımı daha kolay sağlanıyormuş, bu da beni havacılığa karşı daha fazla heyecanlandırdı. 3 şanslı kişiden tek bayan bendim. İlk olarak bir erkek arkadaşımız denemesini yaptı ve 4G kuvvetine basarıyla ulaştılar. Daha sonra 2 olarak ben hazırlanmaya koyuldum. Hazırlanma aşamaları bile benim için inanılmaz heyecan vericiydi.
Hazırlıklar tamamlandıktan sonra tam kalkışa geçecekken kameranın bozulduğunu farkettik ve malesef uçuş anlarına dair videolarım elimde yok. O anda bu ufacık aksilik bile beni fazlasıyla heyecanlandırmıştı fakat uçuş başladığı an benim için dünya bambaşka oldu diyebilirim. Gökyüzü öyle uçsuz bucaksız öyle tarifsiz bir yer ki ... O an tam bir havacı olduğumu anladım ve kendimi buna adamak istedim. Gerçekten inanılmaz bir deneyimdi. Uçuş esnasında Ali Bey benim cesaretimi gönülden tebrik etti ve neredeyse daha önce akrobasi uçuşu yapmadığıma inanmayacaktı çünkü biz 4.5G yi geçmiştik. İndiğimde boynumu hissetmiyor gibiydim. Uçuş öncesinde boynumuzu eğmememize dair Al Bey bizi ne kadar uyarsa da uçuşun verdiği keyifle gökyüzüne bakmak aşkına sanırım dinleyemedim . Havacılığın verdiği tutkudan mütevelit olsa gerek 3 gün boyunca çektiğim o ağrı bana güzel geldi. Hezarfen Havacılık Kulübü'nün düzenleidği etkinlikte Ali İsmet Öztürk'ün söylediği bir söz vardı, hiç unutmuyorum ; 'Havacı ruhunu taşımak için havacı olmak zorunda değilsiniz. O bir tutkudur ve siz onu içinizde yaşarsınız! ' demiştiç Gerçekten de öyle ... Ben bunu bir havacı olarak söylüyorum ama bu herkes için geçerli bir cümle ve çok anlamlı...
Ali İsmet Öztürk'e saygılarımla ...
